bugün

entry'ler (36)

türk dizilerine bok atmayı marifet sayan ergen

hiçbirinin ağızından "ay how i met your mother ın son bölümü çok güzeldiiaa" cümlesi düşmez.

milliyetçilik

faşistlerin kendilerine kılıf uydurdukları sözcük. hiçbir şekilde bana ırkçılıkla bir farkı olduğunu anlatamazlar. milliyetçilik, kendi milletini sevmektir, e kendi milleti de türk tür. sonuç olarak; laz, çerkez, kürt, ermeni, kafkas ları sevmezler çünkü kendi milletleri değildir.

devrimci liseliler

bunların çoğu (kurumdan bahsetmiyorum, devrimciyim ben diyen liseleri kastediyorum) aval aval gezen, gereksiz işler yapan liselilerdir. halbuki kalkıp çalışsalar, adam akıllı seslerini çıkaracakları bir üniversiteye gelseler o zaman devrimin adını duyurabilirler. zaten bunlara devrim ne diye sorunca, "deniz gezmişin önderliğinde yapılan büyük adım, yeni bir akım" vb. şekilde cevap alırsınız. sırf hava olsun, arkadaş ortamı edineyim diye yapanları bile görmüştüm. zaten çoğu özentilikten yapar. devrimciyim diyip reyiz'li konuşanlar mı desen, ccc devrim ccc yazanlar mı... velhasıl, bu çocuklar ergendir ne de olsa, ne yapsalar yeridir.

ıssız adaya düşünce söylenecek ilk söz

ulan hep sorarlardı "ıssız adaya düşsen ne alırdın?" diye, ne bileyim ciddiye alıp gerçekleştireceklerini.

yazar nicklerinden meslek tahmini yapmak

en gereksiz eylemler.

(bkz: yazarın nickinden meslek tahmini yapmak)
(bkz: yazarların nickinden açacağı başlık tahmini yapmak)
(bkz: yazarların nickinden aile sıra no tahmini)
(bkz: yazarların nickinden babasının ismini tahmin etmek)

sitelerden film izleyenin interneti kesilecek

cin olmadan adam çarpmaya çalışmaktır. kapitalizmin en büyük lokmasından pay düşenin açıklamasıdır. senin de derdin zaten korsan film olmaması, sanatkarların emeğini alamamasıydı di mi? "daha çok para daha çoookk!!" diye gözün dönerek insanların özgürlüğünü* kısıtlayamazsın. o saydığın anadolu illerinde yaşayanların kaçı, her hafta bir filme 12-14 lira yatırabilir, sorarım sana.

* özgürlükten kasıt internete erişmektir, korsan film izlemek değildir.

hatıra olarak saklanan garip nesneler

kimseyle doğru düzgün anım olmamış anasını satayım, ne biçim yalnızım dedirten anket.

sabahattin ali

başına ne geleceğini anlayan sanatkardır. 1 Aralık 1947’de Aliye Ali’ye gönderdiği mektupta ‘ihtiyarlığımda çekilmez bir adam olacağım hakkındaki iltifatına teşekkür ederim. Ama bu tahminin doğru çıkmayacak sanırım. Çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi. Hep genç kalacağım’ demiş kendileri. sanki hissetmiş de yazmış.

"Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır."

(bkz: dağlar)

uludağ sözlük

yeniyim aslında ama, faşistlerle dolu bir sözlüktür. inkar edilmesin, dayanaklarım vardır. bi nick'in en eksilenen entryleri "en güzel ahmet kaya şarkıları" ve "ahmet kaya" başlığındaysa eğer, kimse karşı çıkmasın bu iddiaya. ki dediğim gibi, yeniyim ve fazla siyaset yapmam sözlükte. işte bu yüzden ekşi sözlük candır.

edit: yavaş gelin.

hiç kitap okumadığı için övünen insan

çok var etrafımda bu tipler, nasıl sinir oluyorum cümleyi duyduğumda... bir de altta yatan "çok eğlenceli bir tipim, gezerim tozarım, kitapla dersle işim olmaz ahhahaha" mesajı da cabası.

kürk mantolu madonna

hani olur ya herkesin hayatında çok büyük etki bırakan bir edebiyat kitabı, işte benimki de kürk mantolu madonnadır. aynı zamanda birden fazla okuduğum nadir romandır. o sürükleyicilik ve sanki raif efendi senin komşunmuş hissi yaşarım her okuduğumda.

bir de gerçekte maria puder diye birisi varmış, sabahattin ali'nin hayatında, çok şaşırmıştım duyduğumda.

'' Filiz Ali, babası Sabahattin Ali'nin ünlü romanı Kürk Mantolu Madonna'yla ilgili de ilginç bir ayrıntıyı paylaştı: "Ayşe Sıtkı ilhan yıllar sonra babamın ona yazdığı mektupları yayınlayınca, o zaman öğrendik ki Maria Puder diye birisi varmış zaten. Babam o mektuplarında yazıyor; 'Almanya'da bir zamanlar çok beğendiğim, Maria Puder adından bir kadın vardı. Onunla müzeleri gezerdik, parkları gezerdik. Fakat elini bile tutturmazdı.' Yani bir Maria Puder zaten var. Ama tabii her romancının yaptığı gibi, hayatındaki değişik karakterlerin bir amargamı şeklinde." ''

sinan vanlı

muhteşem ötesi fotoğraflarıyla kendine hayran bırakan adamdır. bakmak isteyenler için instagram'daki adı "svanli"dır. ktü inşaat mühendisliği mezunudur. henüz tanışamadom kendisiyle ama eminim çok da iyi insandır.

saç görünümlü başörtüsü

saça fazla benzetemediğim, kahverengi veya siyah olabilir en azından diye düşündüğüm, her halükarda rezillik olan, ama her ne olursa olsun beni ciddi ciddi güldüren tasarım. tutar mı tutmaz mı bilinmez ama yolda görünce inşallah gülmeme engel olabilirim.

binlerce yoksulun doyabileceği parayla haca gitmek

o kadar gereksiz yere para harcanan yer varken, bunu yapmak batmıştır birilerine. sanane kardeş, kimisi amerikaya gider kimisi hacca. seni ilgilendiren kısım neresi burada?

en güzel ahmet kaya şarkıları

hepsi çok çok güzeldir ama ''penceresiz kaldım anne''nin yeri bende ayrıdır.

mide bulantısına iyi gelen şeyler

uyumak.

yakışıklı olmanın dezavantajları

hiç ''gerçek'' kadın/kız dostu olmamasıdır.

sözlüğü terk etse fark edilmeyecek yazarlar

yalnız takılıyodur sözlükte, çok kişiyle mesajlaşmıyodur, benimdir. yazık la bana!

facebook fotoğraflarının vazgeçilmezleri

(bkz: ev hali)

4 şubat

hayattaki en değerlimin doğum günüdür. sonuç olarak en önemli günlerden biridir benim için.